Süs balıkçılığı, gıda olarak tüketilmek üzere yetiştirilmiş balıkların dışında, kendi büyüklüğü ile önemli bir iş kolu olup, özellikle deniz süs balıkları yetiştiriciliği yaklaşık $5B bir hacme sahiptir. Su bitkilerini işin içine kattığınızda ise bu hacim düşündüğünüzden daha fazlasına tekabul ediyor.
Genellikle beslenme ve protein ihtiyacının karşılanmasına odaklandığımız su ürünleri sektöründe, süs balıkçılığı için yetiştiricilik göreceli olarak çok fazla ilgi görmeyen fakat bunun aksine çok önemli bir iş kolu. Burası akvaryum balıkları, su bitkileri, mercanlar ve akvaryumda yetiştirmeye uygun olan yumuşakçaların yetiştirilmesini kapsayan ve çevre koşullarından çok az etkilenerek yaklaşık 70 yıldır sessizce ilerleyen bir iş kolu.
Süs balıkçılığı, en az deniz balıklarının yetiştiriciliği kadar önemli. Çünkü yaklaşık 1000 tatlı su balığı akvaryumlarda beslenebiliyor bunlar ticari mal olarak değerlendiriliyor. Bu balıkların %90'ının yetiştiricilikten geldiğini söylemek yanlış olmaz.
Bu balıkların üretim kaynaklarına baktığımızda, tıpkı tüketilebilir bir su ürünü olan karides gibi Avrupa'nın jeolojik konumuna göre Uzakdoğu ülkeleri olan Çin, Singapur, Endonezya ve Hindistan'ın başı çektiğini görüyoruz, ancak coğrafi konumu nedeniyle akvaryum balıkları, Afrika ve Güney Amerika'dan (özellikle Piranha gibi türler) avcılık ve su ürünleri yetiştiriciliği yoluyla tüm dünyaya tedarik edilmekte.
Çiftliklerde yapılan yetiştiricilik pazarı da göreceli olarak yeni bir metod sayılabilecek olan doku kültürü ürünleriyle büyüyor. Sektör, bazı tatlı su türlerinin yanı sıra birçok farklı özelliğe sahip balıkları da üretiyor.
Deniz süs balıkları yetiştiriciliği, tatlı su türlerine göre nispeten az sayıda çiftlikte ve yaklaşık 100 kadar farklı türü kapsamakta.. Endonezya gibi Güney Asya ülkelerinden ve Filipinler, Fiji, Vanuatu gibi bazı Pasifik ada ülkelerinden yakalanan 1.800'ün üzerinde de yabani tür bulunuyor. Bu sayıyı, okyanuslardan uzaklarda yetiştirilen yaklaşık 150 mercan türü takip ederken, yabani türlerin sayısı da artıyor. Akvaryumlarda bakımı giderek daha popüler hale gelen yakalanan yumuşakçaların sayısı ise 700 kadar, ancak çok azı kontrollü koşullar altında kültüre alınmakta ve üretimleri gerçekleştirilmekte.
Akvaryumda balık yetiştirmek söz konusu olduğunda önümüze pek çok seçenek çıkar ve bu balıkların seçimi biraz da bütçeye, imkanlara, su bulunabilirliğine ve talebe göre değilir. Tuzlu su ve tatlı sularda yaşayan onlarca farklı balık türü olmakla birlikte, bunların içinden bazıları diğerlerinin arasından sıyrılarak öne çıkar ve akvaryumlar tutulmak üzere yaygın şekilde yetiştirilir.
Süs balığı yetiştiriciliği kuluçkahanede başlar ve orada biter.
Tüketilebilir su ürünleri yetiştiriciliği hakkında konuştuğumuzda, politika ve süreç yönetimleri tesisten tesise yada hedeflenen amaca yönelik değişiklik gösterebilmekle birlikte; tesisler genellikle kuluçkahane, yetiştirme, yetiştirme, kafesler/göletler ve işleme bölümlerinden oluşur. Süs balığı yetiştiriciliğinde ise tüm süreç, balıkların yumurtalarının döllendirildiği kuluçkahanede başlar ve biter. Bu nitelik, süs su ürünleri yetiştiriciliğinin daha az sermaye ve işletme gideri ile karakterize edildiği ve büyük ölçekli mali kayıp riskinin daha az olduğu anlamına gelir.
Süs balığı yetiştiriciliğinde kullanılan yemin maliyeti de tüketim balığı yetiştiriciliğine göre daha azdır. Tüketimlik balık yetiştiriciliğinde de yem çok büyük bir maliyet kalemi olarak hep hesap edilir. Bugün herhangi bir akvaryumda gördüğünüz birçok balık, ortalama 6 ay içerisinde 2 – 5 cm büyüklüğe ulaşarak rahatlıkla satılabilmektedir.
Tatlı su süs balığı türlerine göre 10 kata kadar daha fazla kazanç.
Süs balığı yetiştiriciliğinin, genel su ürünleri yetiştiriciliği içinde kazanç bakımından oldukça önemli ve dikkate değer bir yerde olduğundan bahsetmiştim. Bu kategori içinde de bazı sıralamalar yapmamız mümkün.
Tatlı suda yaşayan süs balıklarının yetiştiriciliği göreceli olarak daha kolay ve basit bir başlangıç kitiyle sağlanabiliyor., Tuzlu su türlerinin yetiştiriciliğine başlamak içinse kitleriniz daha farklı ve tatlı suya göre karmaşık kaçıyor, dolayısıyla sermayesi de tatlı suya göre daha yüksek. Ayrıa teknik uzmanlık bilgisi ile deneyim ve beceri konusunda da biraz daha birikim gerektiriyor. Bunlara bağlı olarak tuzlu su akvaryumlarının kurulum, bakım ve işletmelerinden elde edilen kazanç da daha fazla oluyor, kaldı ki bunların içindeki balıkların fiyatları da tatlı su türlerine göre daha yüksekte kalıyor.