Elektronik etiketler taşıyan, gerçek zamanlı verileri bilim insanların laboratuvarlarına gönderenfokları hayal edin; ya da belirli bir nedenle giriş çıkışın kontrol altına tutulması gereken bir batığa bir dalgıcın izinsiz şekilde girdiğinde arkeologları otomatik olarak uyaran sistemler.
Bu tür veri akışlarının yada bilgilendirme sistemleri, dünya denizlerini izlemeye ve korumaya yardımcı olmak konusunda iyi bir potansiyel taşıyan, bağlantılı deniz altı teknolojilerinin bir sonucu olarak mümkün hale geliyor. Bunun yanında deniz altına dair yeni gizemleri de aydınlatabilir.
Aşmak gereken yeni sınırlar ve bu sınırların ötesindeki bilinmeyenler
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen TEUTA projesinin inovasyon ortağı Vladimir Djapic, Uzay araştıran şirket ve kurumlara çok fazla fon sağlandı, ancak çevremizde keşfetmediğimiz okyanuslar var diyor.
Denizaltı Nesnelerinin İnterneti veya kısaltılmış ismiyle IoUT, akıllı telefonlardan ev iklimlendirmesini kontrol etmeye imkan tanıyan cihazları kapsayan Nesnelerin İnterneti - IoT'nin aksine denizde iletişimi kolaylaştırmak için akıllı, birbiriyle bağlantılı sensörler ve cihazlardan oluşan bir ağ.
TEUTA, Ekim 2020'den Mart 2022'ye kadar çalıştı. Hırvatistan merkezli H20 Robotics şirketinin, hafif, düşük maliyetli akustik cihazlar ve deniz altı kablosuz ağlar için robot platformlar geliştirmesine ve satmasına yardımcı oldu.
Önceden sınırlı sayıda deniz altı ağı kurulumu yaptık, sadece sınırlı kıyı alanları keşfedebiliyorduk dedi, Zagreb merkezli H20 Robotics'in CEO'su olan Djapic.
Denizaltı teknolojilerindeki ilerlemelerin, deniz biyolojisi, çevresel izleme, inşaat ve jeoloji gibi birçok sektörü dönüştürmesi bekleniyor.
Su altından anlık veri toplayabilmek ve daha verimli iletişim yöntemlerini inşa etmek
TEUTA, balinaların ve yunusların iletişim şeklini taklit eden akustik teknolojisini geliştirdi. Bu akustik dalgalar, radyo veya optik iletişim dalgalarından farklı olarak, karanlık veya açık olmasına bakılmaksızın su altında uzun mesafeler kat ediyor.
Sualtı alanına kurulan uzak sensörler, ölçüm araçları, tespit sistemleri veya kameralar verileri toplayıp yüzeydeki bir şamandıraya gönderir. Şamandıra ise iletişim kablolarına ihtiyaç duymadan bilgiyi bulut aracılığıyla kablosuz olarak üsse gönderiyor.
Djapic'e göre odaklanılan alanlardan biri dalgıçlar ve karada yaşayan meslektaşlar arasındaki iletişimi geliştirmek.
Djapic, Örneğin, su altı inşaatında çalışan bir dalgıç, amirine mesaj göndererek ek yardım, alet veya benzeri taleplerde bulunabilir dedi.
Bilim insanları ayrıca, örneğin deniz tabanına kurulu bir su kalitesi ölçüm cihazını laboratuvarlarından uzaktan açabilme olanağından da faydalanacaklar. Arkeologlar da bu teknolojiyi, uzak konumlarda kurulu davetsiz misafirleri tespit etme teknolojisiyle savunmasız su altı alanlarının korunmasına yardımcı olmak için kullanabilirler.
Bunun yanında TEUTA teknolojisi, üç pilot bölgede su altı kültürel mirasının belgelenmesini ve korunmasını iyileştirmeyi amaçlayan AB destekli bir başka proje olan TECTONIC'i destekleyecek. Bu alanlar arasında güney İtalya'daki Capo Rizzuto Deniz Koruma Alanı, Yunanistan'ın Saronik Körfezi'ndeki batık antik Aegina limanı ve Arjantin'deki Deseado halicindeki bir gemi enkazı alanı yer alıyor.
Djapic'e göre su altı tarımı veya madencilik gibi başka olasılıklar da ortaya çıkabilir.
Su kalitesini izleyen kamu kurumları veya sivil toplum kuruluşları için teknoloji, araştırmacıların fiziksel olarak numune toplama ve bunları laboratuvara teslim etme ihtiyacının yerini alabilir.
TEUTA, yeni gelişen su altı iletişim teknolojilerine destek verirken, bunların pazarlanması ve daha yaygın şekilde kullanılmasını sağlamak için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.
Her şeyin analiz edilmesi gerekiyor diyor Djapic. Teknolojimiz çevresel parametrelerin ölçülmesine olanak sağlıyor.
Daha fazla sensör ve örnekleyici ile zorlukların üstesinden gelmek ve izleme maliyetlerini düşürmek mümkün olabilir.
Bu arada İtalya'da bir araştırmacı ekibi, mevcut gözlemevleri ve platformlara entegre edilebilecek sensörler ve örnekleyiciler kullanarak okyanus verilerinin toplanmasına yönelik yeni bir yaklaşım izliyor.
Bu, örneğin Şubat 2022'de açıklanan, önerilen European Digital Twin of the Ocean için yararlı olan çok miktarda bilginin toplanmasını sağlayacak. İkiz, okyanusun hem tarihsel hem de canlı verileri entegre eden gerçek zamanlı bir dijital kopyası olacak.
AB tarafından finanse edilen NAUTILOS projesi, yeni nesil deniz teknolojileri geliştirerek daha önce erişilemeyen bilgileri toplayacak ve okyanuslardaki fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişikliklerin anlaşılmasını geliştirecek.
Eylül 2024'e kadar dört yıl sürecek olan proje, Roma merkezli Ulusal Araştırma Konseyi'nden Gabriele Pieri tarafından koordine ediliyor.
Pieri, Teklifimiz okyanusların gözlemlenmesindeki bir boşluğu doldurmayı amaçlıyordu dedi. Bunlar dünyadaki en büyük habitatlardır, ancak yerinde gözlem zorlukları ve izleme maliyetleri nedeniyle en az gözlemlenenlerdir.
NAUTILOS teknolojisi halihazırda Ege ve Adriyatik dahil Baltık ve Akdeniz'de test ediliyor.
Sensörler örneğin sudaki klorofil-A ve çözünmüş oksijen seviyelerini ölçebilir. Bunlar su kalitesinin ve buna bağlı olarak balık varlığının önemli göstergeleridir ve stokların korunmasına yardımcı olur.
Sudaki mikroplastiklerin konsantrasyonu hakkında bilgi toplayan sensörler ve örnekleyiciler aynı zamanda insan kaynaklı kirliliğin okyanuslar üzerindeki etkisinin anlaşılmasını da genişletiyor.
Bilimsel araştırmalarda sıra dışı ortaklar
NAUTILOS ortaklarından biri olan Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS), bazı beklenmedik takım arkadaşlarını işe aldı bile: foklar.
Arjantin'deki Valdes Yarımadası açıklarında yüzen bu deniz canlıları, hayvanların kendileri ve yaşam alanları hakkında değerli verileri kaydeden sensörlerle etiketlendi.
Araştırma kurumları ve şirketlerden oluşan NAUTILOS ekibi bir düzineden fazla sensör ve örnekleyici türü geliştiriyor. Bunlar uzaktan algılama teknolojilerini ve mikroplastik dedektörleri içerir.
Proje, yeni araçların mevcut ve gelecekteki platformlarla çalışabileceğini ve bunlar arasında kolayca geçiş yapılabileceğini göstermeyi amaçlıyor. Aletler nispeten ucuz, hızla kurulabilir ve diğer ekipmanlarla birlikte çalışarak avantaj sağlar. Örneğin, bir sensör otonom bir su altı aracına monte edilip daha sonra sabit bir şamandıraya taşınabilir.
Vatandaş bilimi, örneğin okyanus plastikleri etrafında kampanyalar düzenleyen gönüllülerin yanı sıra üyelerinin yeni teknolojileri test edebildiği ve geri bildirimde bulunabildiği tüplü dalış dernekleriyle çalışan NAUTILOS'un önemli bir parçası.
Ekip ayrıca dalgıçların araştırmacılar tarafından değerlendirilebilecek su altı florası veya faunasının fotoğraflarını yüklemeleri için bir akıllı telefon uygulaması da geliştirdi.Pieri, Vatandaş bilimine olan ilgi beni gerçekten şaşırttı dedi. Birçok insan denizdeki yaşamın iyileştirilmesine yardımcı olmaya istekli.
Kaynak: The EU Research & Innovation Magazine - Horizon
Yorum Gönder