Tarihin akışı boyunca, lüfer hayranlık uyandıran bir cazibe ürünü olmasının yanında kıyı toplumları için bir besin kaynağı da oldu. Eski Yunanlılar onun savaşçı ruhlu olduğunu düşünürken Ege’nin bu kıyısında, Osmanlı İmparatorluğunun zengin ve verimli topraklarında ancak krallara layık bir lezzet olarak tanımlandı. Günümüzde ise yerel balıkçıların gözünde avlanabilecek en değerli balıklardan biri ve halen yerel ekonomilerde hayati bir bileşen.
Lüfer mitolojide de kendinden bahsettiren önemli bir figür. Bunlardan ilki Yunan tanrılarından Poseidon ile ilgili. Poseidon'un atlar tarafından çekilen arabasıyla Lüfer balığının çevikliği ilişkilendirilir. Bu da lüferi ilahi varlıklarla ilişkiliymiş gibi gösteren bağlantılardandır.
Daha önce de bahsettiğim üzere, Lüfer yırtıcı ve hırçınca bir balık. Bu özelliği antik Yunan’da da dikkat çekmiş olacak ki, keskin dişleri ve amansızca av arayışı o zamanlarda da oldukça değerli meziyetler sayılan güç ve cesaretin simgesi olarak kabul görmüş.
Bu balık genellikle bollukla ve bereketle ilişkilendirilmiş bir tür, aynı zamanda oldukça da lezzetli. Bu nedenle tanrılara sunulan adaklar arasında da olması oldukça yüksek bir ihtimal. Bazı anlatımlarda lüferin başarılı, bereketli ve bollukla geçen balık sezonunda Poseidon ve Athena gibi tanrılara sunulduğu geçiyor.
Lüferin belli bir düzen dahilinde olmayan göçleri anlaşılan kehanetlere ve bu davranışın değişim alametleri olarak yorumlanmasına neden olmuş. Lüferin ani gelişi yada birden ortadan yok oluşu iyi veya kötü şansa yorulmuş.
Anlayacağınız, hikayelerde geçen bu davranışların doğrudan lüferle bir ilgisi olmamakla birlikte balığın varlığı, onu saygı duyulan ve üzerine hikayeler yazılan bir varlık olmasını desteklemiş. Tanrılarla bağlantısı, sembolik nitelikleri, ritüeller ve sanattaki rolü, onun antik Yunan dünyasındaki yerinin anlaşılmasına katkıda bulunuyor.
Biraz daha uzaklara gittiğimizde, lüferle ilgili başka efsanelerle de karşılaşıyoruz. Mauri dilinde lüfer denizlerin efendisi olarak da tanımlanan tanrı Tangaroa ile ilişkilendirilmiş. Bazılarına göre bu balık Tangaroa’nın bir habercisi ve okyanuslarla insanların dünyası arasında haberci. Diğer bir inanış, lüferin dünyadan göçüp gidenlerle bağlantı sağlayan bir araç olduğu. Lüfer sayesinde insanlar alemler arasında güvenli şekilde geçiş yapabiliyorlar.
Lüferle ilgili hikayeler bitmedi, bu sefer de dünyanın öte yanına, Japonya’ya gidiyoruz. Japon kültüründe aozora olarak bilinen lüfer, dönüşüm yeteneğine sahip bir canlı olarak tasvir ediliyor. Bazı balıkçıların denize dönmeden önce bilgelik sunan ve dilekleri yerine getiren insan şekline dönüşmüş lüferler gördüğüne dair hikayeler anlatılıyor. Bu hikayeler insanlarla doğal dünya arasındaki mistik bağlantıyı vurguluyor.
Kuzey Amerika’ya gittiğimizde, bu balığın yerliler için oldukça önemli sayıldığından bahsetmeden geçemeyiz. Wampanoag gibi bazı kabileler lüferi bolluk ve refahın sembolü olarak görüyordu. Lüferi hayatlarındaki çeşitli ritüellere dahil ettiler ve bereketli bir hasat dönemi geçirmek ve iyi şans için lüferi kutsamayı ihmal etmediler.
Kelt efsanelerinde yalnızca lüfere odaklanmayan fakat balıkların genellikle hızlı ve çevik oluşlarından mesnet alan bazı hikayeler var. Lüferin hızı ve gücü onu bu efsanevi yaratıklarla aynı hizaya getirmiş ve ona Kelt kültürlerinde saygı ve hürmet kazandırmış olabilir.
Lüferin geleceği
Denizdeki pek çok türün de başında olan sorunlar Lüferi de ilgilendiriyor ve belirsizlik bu balığın parlak pullarının üzerine karamsar bir gölge düşürüyor. Aşırı avcılık, balığın doğal yaşam alanlarındaki bozulma başta olmak üzere su altındaki ekolojik dengeyi bozan pek çok unsurdan tabii ki Lüfer de muzdarip.
Lüfer su altında yalnızca önemli ve gözalıcı bir yırtıcı yada sofralarımızda vazgeçilmez bir lezzet değil. Geçmişimizi oluşturan efsanelerin bugün yaşayan bir sembolü, yaşamın sürdürülebilir olduğunun ve kalıcılığının bir ıspatı ve belkide dünyanın bize sunduğu ve onları korumamızın gerekliliğini hatırlatan önemli bir imge.
Bu balığın geleceğini korumak için alacağımız önlemleri, denizle ilgili diğer kriterlerden ayrı bir yere koyamayız. Bugün denizden elde ettiğimiz faydayı gelecek nesillere de sağlayabilmek için baız önlemleri almak zorundayız. Bunlara bazı örnekler şöyle sıralanabilir:
ASC yada MSC gibi kuruluşlar tarafından sertifikalanmış deniz mahsüllerini tüketmeye özen gösterebilirsiniz. Bu standartlar balıkların ve balıkların yetiştiriciliğinin yapıldığı çiftliklerin kendi içlerinde ve çevreleriyle olan sosyal ilişkilerini iyileştirmek konusunda oldukça önemli kriterlerin yerine getirilmesini şart koşuyor.
Fotoğraf: elevated wild