İnek, koyun ve keçi hatta domuz eti insan beslenmesinde uzun süredir var olan ve var olmaya devam edecek olan besin kaynakları arasında. Bu etler protein, demir ve diğer besinler yönünden oldukça zengin olmakla birlikte, kırmızı etin omega-3 yağ asitleri ile olan ilişkisi biraz daha karmaşık ve aynı zamanda pek de anlaşılır değil.
Kırmızı et omega-3 içerir mi? Evet, fakat kısmen, yani balıklar kadar değil. Bunun çeşitli nedenleri var, gelin nasıl olduğuna bir bakalım.
Hayvanın beslenmesi: Yeşil otla beslenen hayvanların etlerindeki omega-3 miktarı daha fazladır. Çünkü yeşilliklerde ALA var, hayvan yediğinde bunu EPA ve DHA’ya çevirmiş oluyor. EPA ve DHA ise bizim daha fazla fayda sağladığımız formdu. Fakat eğer hayvan yeşil otla değilde tahıl ve kuru otlarla beslendiyse bu ALA içeriği ya azalıyor yada hiç kalmıyor.
Etin kesimi ise buradaki bir başka önemli konu. Adı üstünde, yağdan ve yağ asitlerinden bahsediyoruz. Kırmızı etin yağlı kesimlerinden daha fazla omega-3 elde edebiliriz, fakat yağsız kesimlerden hayır, elde edemeyiz.
Pişirme metodu da bir başka önemli kriter. Kırmızı eti pişirmek için genellikle daha yüksek ısılar kullanıyoruz. Bu yüksek ısı da omega-3’leri bozarak işlevsiz hale getiriyor. Eğer yine de kırmızı etten omega-3 faydası elde etmek istiyorsanız fırınlama, ızgara yada haşlama metodlarını kullanmalısınız.
Kırmızı et, neden doğru bir omega-3 kaynağı olarak düşünülemez?
Kırmızı et bir miktar omega-3 içermesine rağmen, birazdan sayacağım temel nedenlerle dahi, güvenilir ve sürdürülebilir bir omega-3 yağ asidi kaynağı olarak tanımlanamaz.
Bunlar; bu et türünün ihtiyaç duyulan omega-3 miktarını ve formunu karşılamaması, kalp ve diğer hastalıklarla ilişkili olduğu pek çok kez ortaya konan yüksek miktarda doymuş yağ içermesi ve aslında her ne kadar yeşillikle beslenmiş olsa da, kırmızı etten elde ettiğimiz ALA formunu çok da başarılı bir şekilde EPA ve DHA’ya çeviremiyor oluşumuz olarak sıralanabilir.